
Geçenlerde internette denk geldiğim bir haber bana yeniden tarihe ne kadar meraklı olduğumu, geçmiş zamanının ilgimi ne denli çektiğini hatırlattı. Tarih demişken geçmişte olmuş olan her şey kastım. Tabi bunların arasına eski Mısır'da dahil oluyor haliyle. Zaten o akıl almaz piramitleri, hükümde sınır tanımayan firavunları, süslü olduğu kadar güzel ve dahi zeki kraliçeleri, o çölü, Nil'i, rüzgarı, sıcağı Mısır'ı ilgi eksenine yerleştirmemeyi imkansız kılıyor.
Nefertiti'den bahsedeceksek adının manasıyla başlamazsak olmaz, eksik kalır. Öyle ki adının manası 'güzel olan' ya da 'güzelden gelen' dir. Ona bu adın verilmesinin de bir hikmeti olsa gerek. Rivayetlere göre de çok güzel bir kadındır Nefertiti. Güzelliği baş döndürücü diye tasvir edilir.
İyi bir eğitim almış ve kendini her konuda geliştirmişti. Fazlasıyla zekiydi. Hatta çoğuna bir kadın için aşırı olduğunu düşündürecek kadar sivrilmişti zekası. Onu bu denli zirveye taşıyan da bence güzelliğinden ziyade zekasıydı. İktidarı hedefledi ve aldı. Mısır'ın en güçlü kadınlarından biri oldu. Yeri firavunun yanı, lafı firavununkine eşdeğerdi. Bir ülkeyi yönetti Nefertiti. Hakim oldu. Kraliçe nasıl olur Mısır'a onu gösterdi. Adını tarih sayfasına yazmak istedi. Yıllarca anılmak istedi. Başardı da. Altın harflerle kazındı hafızalara. Binlerce yıl sonra bile unutulmadı ne adı ne sanı.
Çok güçlüydü ama hiçbir güç kalıcı olmuyor da. Kadın hükümranlığına alışkın olmayan Mısır halkı dahi alimleri ve din adamları da onu istemedi. Kocası aniden hastalanıp öldükten sonra Nefertiti de kısa sürede ölüp her şeyini geride bıraktı. Cinayete kurban gittiği rivayetler arasında. Başına sert bir cisimle vurup öldürüldüğü ileri sürüldü ama kanıtlanamadı.
Mezarı da Krallar Vadisin'dedir. Ait olduğu yerde.
*En fazla kullanılan büstüdür resimdeki.
**Hakkında yazılmış çok güzel kitaplarda vardır. Merak edenler bir göz atsın derim.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder